Tilâvet Odasından, Dâhil-i Uşşâk da denilen Huzûr-ı Pîr’e Haşan Paşa tarafından 1599 yılında yaptırılmış olan gümüş kapıdan geçilir.
Huzûr-ı Pîr; Gümüş kapıdan Hz. Mevlânâ’nın türbesine kadar uzanan ve Kademât-ı Pîr denilen mekânın güney kısmında yer alan Hz. Mevlânâ’nın ailesi ile Mevlevi büyüklerinin mezarlarının bulunduğu Kıbâbu’l- Aktâb, Post Kubbesi, aileyle birlikte Konya’ya gelen Horasan erenlerinin sandukaları ve külliyenin ilk yapısı olan Kubbe-i Hadrâ’dan meydana gelen alanın tamamına verilen isimdir.

Huzûr-ı Pîr’de sergilenen gümüş kandiller ile deve kuşu yumurtaları dikkat çekmektedir.
Dâhil-i Uşşâk’ta üst örtüyü oluşturan kubbelerin ne zaman yapıldığı belli olmamakla birlikte Gümüş Eşiğin önündeki mekânı örten mukarnas kavsaralı post kubbesinin Kanuni döneminde inşa edildiği düşünülmektedir. Kubbelerin merkezinde ve kasnakta kalem işi süslemeler ile kubbe geçişlerinde Allah, Muhammed ve dört halifenin isimlerinin yazılı olduğu madalyonlar bulunmaktadır.
Huzûr-ı Pîr’de, türbeye doğru ilerlerken güney yönde iki mihrap bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Çelebi Hüsameddin’in sandukası önüne isabet eden sütunun kuzey yüzüne gri ve ak mermer kullanılarak yapılmıştır.
İki yanma dilimli sütunçeler yapılan mihrâbın ak mermer yerleştirilen alınlığına celî sülüs hattı ile Âl-i İmrân sûresinin 97. âyet-i kerîmesinin: “Oraya giren emniyette olur” bölümü yazılmıştır. Biraz ilerisindeki ikinci mihrab da Kubbe-i Hadra’nın kuzeybatı köşesindeki fil ayağının kuzey yüzünün içine oyularak yapılmıştır. Beş köşeli mihrap nişinin iki yanında üzeri zikzak motifleriyle bezenmiş sütunçeler yer almaktadır. Beş sıra mukarnas dizisiyle kademelendirilen alınlığın iki yanma birer çiçek buketi, üzerine ajur tekniğinde oymalı kabara işlenmiştir. Sitilize nebatî ve geometrik motiflerle süslenmiş mihrâbın hemen üzerindeki mihrâbiyelikte kırmızı zeminli çerçeve içinde alçı kabartma tekniği kullanılarak altın yaldızla boyanmış celî sülüs “Kelime-i Tevhîd”, onun üzerinde ise müsennâ (aynalı) “Allah” lafzı yer almaktadır.