Hz. Mevlânâ’nın türbesinin bulunduğu “Dâhil-i Uşşâk” bölümüne geçişi sağlayan bir mekân olup, Dergâhların açık olduğu dönemde sabah namâzından sonra Kur’ân-ı Kerîm okunduğu için “Tilâvet Odası” olarak adlandırılır. “Bâb-ı Şerîfşerefli kapı ile girilen bu mekânın kubbesi kalem işi ve hat sanatı örnekleriyle bezelidir.

Tilâvet Odasının kubbe eteklerinde siyah zemin üzerine altın yaldızla yazılmış dikdörtgen yazı kuşaklarında “Olar kim cümle ashâb efzalidir. Ebû Bekr, Ömer, Osman, Ali’dir” yazısı ile pandantiflerde yer alan madalyonlarda celî sülüs hattı ile; “Allâhu veliyyü’t-tevfik, ni‘me’l-mevlâ ve ni‘me’r-refik.” (Başarının sahibi Allah’tır. O ne güzel dosttur, ne güzel Mevlâdır) yazılıdır.
Tilâvet Odası’nda Osmanlı döneminin Sultan II. Mahmud, Yesârîzâde Mustafa İzzet, Mustafa Râkım, Mahmud Celâleddin gibi meşhur hattatlarının levhaları sergilenmektedir. Karton ve dut yaprakları üzerine yazılmış levhalarda çoğunlukla ibâdet ve güzel ahlâkla ilgili âyet ve hadîsler ile Hz. Mevlânâ’nın sözleri yer almaktadır.